Bir topluluğu oluşturan bireyler, el ele verip mutluluk içinde yaşayabilecekken bazen iradelerini iyilik ve dürüstlükten uzak, küçük bir zorbalar grubuna teslim ediverirler. Bu nasıl mümkün olur?

Diktatörlük arzusuyla yanıp tutuşan bir bireyin hayat yolculuğunda karşısına çıkacak irade, ona başkanlık sarayının anahtarlarını sunabileceği gibi pekâlâ bir terapiste görünmesini de önerebilir. Otoriteryen lider ve takipçileri arasındaki ne tür bir ilişkidir?
Otoritenin ve itaatin, topluluklar arasındaki dostluk ve düşmanlığın mekanizmaları nasıl işler?

Otoriteyi Sevmek’te Erhan Şermet, okuruyla birlikte tüm bu sorulara yanıt arayan bilimsel çalışmalar arasında bir gezintiye çıkıyor. Sosyoloji ve psikoloji alanlarından teoriler ve ilginç sosyal psikoloji deneyleriyle örülen kitap, konuya bütüncül ve ilişkisel bir bakış sunuyor. Kitapta Bob Altemeyer’in otoriteryenlik üzerine araştırmalarından, Muzaffer Şerif’in Survivor yarışmasına ilham veren ünlü Haydutlar Mağarası deneyi ve Stanley Milgram’ın itaat deneylerine, pek çok çalışma çarpıcı sonuçlarıyla yer alıyor. Erhan Şermet bireyin otoriteyle olan ilişkisini ele alırken, her iki tarafa da farklı açılardan yaklaşmayı amaçlamış. Yazarın araştırma sonuçlarıyla bağlantılı olarak aktardığı birikim, yakın tarihten kimi örneklerle de zenginleşerek çok boyutlu bir yorumlama ve renkli bir tartışma alanı sunuyor.