"Otuz dört yıl öncesinde gazeteciliğe başladığımızda İstanbul-Cağaloğlu’ndaki küçük bir büroda birkaç kişiydik. Bugün geldiğimiz noktada, uydudan yayın yapan ve beş kıtadan izlenebilen televizyon kanallarımız, günlük gazetelerimiz, yerel televizyon kanalları, radyolarımız, aylık ve haftalık dergi ve gazetelerimizle dev bir medyamız var.
Binlerce kişinin 24 saat haber toplayıp, kitlelere ulaştırmak için koşuşturduğu bu sektöre sahip olmamız kolay olmadı. Muazzam bir özgürlük mücadelesini tüm dünyaya yansıtma ihtiyacı ve sevinci bizlerin güç aldığı en büyük ilham kaynağıydı. Ama nasıl özgürlük mücadelesinde kahredici büyüklükte bedeller ödendiyse, bizler de bundan payımızı aldık.
Gazeteci arkadaşlarımız uğradıkları saldırılar sonrasında yaralandılar, öldüler. Sağ kalabilenlerden uzun yıllar hapiste yatmak zorunda kalanlar olduğu gibi, sürgüne gitmekten başka çarenin kalmadığı durumlar yaşandı. Bugün dev bir Kürt medyası varsa, bunu büyük ölçüde onların sayesinde başardık. Yani yaşamı pahasına gazetecilik yapan ve bizlere örnek olan arkadaşlarımız olmasa, biz buralarda olamazdık.”