Acaba en önemli rasyonalizm ve özgürlük filozoflarının aynı zamanda kaderci oldukları tutarlı bir şekilde gösterilebilir mi? Şayet bu yapılabilirse sorunlu özgürlük kavrayışına müdahalede bulunmayı mümkün kılacak gerekli kavramsal araçlara da sahip oluruz. Bu da bize, mevcut yetiyle sınırlı özgürlük kavrayışını ortadan kaldırmamızı sağlayacak araçları verir. Frank Ruda Özgürlüğün Feshi kitabında kaderciliği tüm Kartezyen rasyonalist görüşlerin temel bir gerekliliği hâline getiriyor. Rasyonalist geleneğin en büyük filozoflarının ve hatta onların teolojik öncüllerinin - Luther, Descartes, Kant, Hegel, Freud - sadece özgürlüğü değil, aynı zamanda kaderi ve ilahi takdiri nasıl savunduğunu gösteriyor. Basitçe ifade etmek gerekirse, yalnızca bir kaderci özgür olabilir. Kitap kayıtsızlıkla sonuçlanan kavramsal karışıklığa karşı koymak için bu felsefi kaderciliği geri getirmeyi hedefliyor. Özgürlüğün canlı ve esprili sorgulamasını yapan filozof bugün paradoksal adı özgürlük olan çağdaş hastalığı yalnızca rasyonalist kaderciliğin iyileştirebileceğini savunuyor. Hem felsefi hem de üslup açısından cüretkâr olan Özgürlüğün Feshi, kötü ihtimalden korkmak ya da en azından başka bir ihtimali umut etmek yerine, onun zaten her zaman gerçekleştiğini varsayanlar için.