İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN ELİT PANZER KOMUTANLARINDAN BİRİ…
54 tonluk çelikten bir canavar ve o canavarı kükreten 4 kişilik orkestranın şefi…
İlk kez Birinci Dünya Savaşı’nda boy gösteren tanklar, başlangıçta muharebe meydanlarına dehşet saçmakla birlikte sonrasında oldukça hantal bulunmuştu. Tankların ömürlerinin kısa olduğunu ve tarih sayfalarında gülünç bir hikâye olarak yer alacaklarını savunanlar dahi vardı. Fakat aradan geçen 23 sene bu görüşleri haksız çıkaracak ve tanklar İkinci Dünya Savaşı ile askerî tarihe damgasını vuran harp vasıtaları hâline geleceklerdi.
18 yaşında sıradan bir delikanlının, günün birinde Nazi Almanyası’nın en seçkin panzer teşkillerinden birinde komutanlık yapacağını kimse bilemezdi. Uzun boyuyla tankın içine sığmakta güçlük çekse de Barbarossa Harekâtı’nın açılış barajında göğün kızıla boyanışını canlı canlı izlemiş, hareket emri geldiğinde Sovyet sınırını geçen ilk panzerler arasında tozu dumana katmıştı. Sonrası ise şans, maharet ve bol miktarda aksiyon içerecekti.
Richard Freiherr von Rosen, ortaya çıkışıyla savaş ve muharebe anlayışını radikal şekilde değiştiren panzer teşkillerine katılacak, bu teşkillerin en amansızlarından biri olan 503’üncü Ağır Panzer Taburu’nun 3’üncü Bölük komutanlığına yükselecek ve savaşın en kritik anlarında bilfiil çarpışacaktı. Hatta Doğu Cephesi’nde yolu Cemil Cahit Toydemir’le de kesişecek ve Türkenübung yani Türk Tatbikatı adıyla tarihe geçen tatbikatta General Toydemir’e Tiger tankının maharetlerini gösterecekti.
Panzer Ası, İkinci Dünya Savaşı’nın en ikonik savaş makinelerinden Tiger ve Königstiger tanklarıyla amansızca çarpışan, cephede gedik tıkamak için durmaksızın farklı mıntıkalara sevk edilen ve düşmanlarına korku salan bir panzer komutanının bu sıra dışı savaşta yaşadığı akıl almaz deneyimleri tüm çıplaklığıyla okurların önüne seriyor. Panzer Ası, İkinci Dünya Savaşı’nı bu kez Nazi Almanyası’nın çelik canavarlarının içinden takip etmenizi sağlarken savaşın dehşetengiz atmosferine dair benzersiz bir bakış açısı sunuyor.