“Daha fazlası” diye dayatan sistemden özgürleşmeye niyeti olanlara...
Meltem yeniden sordu: “Parayla aranızı bozacak ne yapmış olabilirsiniz? Mesela hiç kimseden izinsiz bir şey aldınız mı? Bir şeyler çaldınız mı?” Kalp atışlarım hızlandı; yani evet, çocukken arkadaşlarımla birlikte komşunun bahçesinden erik, elma aşırdığımız ya da annemden izinsiz defalarca şekerlikten şeker, çikolata almışlığım olmuştu. Meltem devam etti: “Bütün çocuklar yapar, düşünün, bir yerde kendinizi suçladığınız bir olay olabilir, kendinize hatırlama izni verin.”
Kalbim artık deli gibi çarpmaya başlamıştı. Neler oluyor demeden, sahne gözlerimin önüne geldi!
İlkokul ikinci sınıftaydım…
Kişisel zaman çizgimizde hepimizin parayla ilişkimize yön veren anıları ve göç, savaş, kıtlık deneyimi yaşamış atalarından gelen aktarımları var. “Borçlan” diye haykıran ekonomik sistem de bunlara eklenince parayla ilişkimiz hayli sancılı…
Onu hem istiyor hem de ona çok kızıyoruz.
İnsanlık tarihinin en önemli sembollerinden biri olan para bir enerjidir ve aslında o bize bir şey yapmaz.
Para, varlığı ya da yokluğuyla bizde olanı ortaya çıkarır. İrademizi kullanma biçimimizi, hayata bakış açımızı, güçle olan ilişkimizi, iktidar olma isteğimizi, başkalarından beklentilerimizi, kendimize bakışımızı, ilahi sistemle olan bağımızı, hayata meydan okuma isteğimizi hatta ölüm korkumuzu aynalar. Paraya yön verebilmek bereket enerjisinin artmasının ilk şartıdır.
Meltem Reyhan’ın sekiz yıldır sürdürdüğü Para ve Paha ile Barış Atölyeleri’nin bir özeti olan bu kitap, parayla ilişkini fark etmen ve dönüştürmen için örnek hikâyeler, ritüeller, ödevler ve alıştırmalar sunuyor.