“Büyük kentler insan gibidir. Mangal gibi yürek ister onları sevmek için. İğrençlik ve güzellikleri, cücelik ve yücelikleriyle kucaklamak gerekir. Sabahları Paris’te uyanmak heyecan vericidir. Gözünüzün kucaklamaya yetmediği koca kent, dev bir dizelin muhteşem temposuyla homurdanmaktadır. Gece düşen nabız, sabah beşe doğru güçlenir. Yattığınız yerde kıpırtısız, gözlerinizi sıkı sıkı yumup dışarıda olan biteni dinlersiniz: Binlerce metrosu, treni, arabası, otobüsü ve “Seine” üzerinde hizmete giren hızlı nehir otobüsleriyle, kentin kan dolaşımı çoktan başlamıştır.”
Mine G. Kırıkkanat dünyanın en romantik kentini, Paris’i anlatıyor. Kafelerinden kiliselerine, tarihinden siyasi geçmişine, şehre dair ne varsa paylaşıyor.
Yaşadıklarını ve gördüklerini keyifli bir dille, Paris’in havasını taşıyan kalemiyle kağıda döküyor.