Birden her şeyi sana yazabileceğimi düşündüm. Evet, sana! Çekmeceleri hızla açıp kapadım, inanmayacaksın ama kâğıt arıyorum. Yok. Eskiden masamın üzerinde not almak, bir şeyler karalamak için bir yüzü kullanılmış kâğıtlar ve çeşit kalemler olurdu. Ama hiçbiri yok. Karşımdaymışsın gibi, konuşuyormuşuz gibi sana yazacağım. Uzun bir mektup olacak. Uçurum mektubu; başı sonu belirsiz. Koyu duman rengi bir boşluk, dibini göremiyorum. İçimi sana dökeceğim.
1987 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’nü kazanan Patika Cemil Kavukçu’nun ikinci kitabı. Kimi kısa kimi neredeyse bir novella uzunluğundaki bu öykülerinde Kavukçu sıradan insanların günlük yaşamı kadar iç dünyalarına da odaklanıyor; tekdüze akıp giden olaylar karşısında yaşadıkları sıkıntıları, çözümsüzlükleri, özlemleri ve katı gerçekler karşısındaki tepkileri gözler önüne seriyor. Usta öykücü yazarlık kariyerinin daha başlarında gözlem gücü ve yaratıcılığını, insan psikolojisini kavrayışındaki derinliği ortaya koyuyor.