İoanna Kuçuradi’ye göre, şiir çevirisinde başka bir dilde iletilmesi istenen, şiirin anlamı vesesidir
Ozan, göstermek-tanıtmak için iletmek istediğini –anlamı– kurduğu imgelerle, Sözcüklerden kurduğu imgelerle dile getirir. Bundan dolayı okuyucu, ancak kulak aracılığıyla, kendi sesini ya da başkasının sesini dinleyerek , bu imgelere ulaşabilir, böylece de ozanın iletmek istediğini anlayabilir. Şiirde kulak aracılığıyla görülür imge; çünkü anlamı taşıyan bu sesten imgedir.
Şiirde imge kuran sesi yaratan, iletilmek istenen anlama göre imgenin dillendirilişidir. Dile gelen, burada anlam değil, imgedir; anlam, ancak, o sözcüklerle kurulmuş imgelerle iletilir.
İşte, bu ‘bir anlamı dille imgeleştirme’, yani bir anlam ile imgesi arasında belirli bir dille kurulan ilişki, bir şiirin ‘ses’ini oluşturur. ‘Sesi’ yaratan, bir dilin imgeleştiren kullanılışıdır: dille anlamı imgeleştirirken, sözcüklerin seçimiyle, yanyana getirilişiyle, birleştirilmesiyle, değiştirilmesiyle yaratılır ‘ses’. Ve bu ‘ses’ anlamı iletir; ozanın gösterdiğine, tanıtmak istediğine bu ‘ses’le ulaşılır.