"Zannetme ki güldür, ne de lâle, Âteş doludur, tutma yanarsın Karşında şu gülgûn piyâde! İçmişti Fuzûli bu alevden, Düşmüştü bu iksîr ile Mecnûn Şi'rin sana anlattığı hâle..." Şiir yüklü çocukluk "hatıra"larını; su, çöl, akşam, gurup, ay, yıldızlar ve özellikle anne "hayal"lerini; yolları, karanlığı, ulaşılmazlığı ve dinginliği ile uzak"yerler"i hayali, sisli, bulanık ve bir o kadar da sahici olarak kurguluyor Ahmet Hâşim.