Bu eserde, tarihin en etkili filozoflarından Aristoteles’in "polis" ve "insan" kavramlarına dair derinlemesine analizler sunulmaktadır. Aristoteles’e göre insan, doğası gereği "politik bir canlı"dır ve yalnızca bir polis, yani siyasal bir topluluk içerisinde tam anlamıyla "insan" olabilir. Kitapta, bu tezin arkasındaki derin felsefi ve toplumsal mekanizmaları irdelenmektedir. Aristoteles`in insan ve polis arasındaki güçlü ve doğal ilişkiyi ele alışı, onu siyaset felsefesinde farklı bir yere koymaktadır. O, polisin yalnızca bir toplanma yeri veya ihtiyaçların karşılandığı bir mekân olmadığını, aksine insan doğasının bir uzantısı ve tamamlayıcısı olduğunu savunmaktadır. Kitap, Aristoteles`in bu özgün yaklaşımını, sofist geleneğin sözleşme merkezli polis anlayışına karşı bir eleştiri olarak da değerlendirmektedir. Bu çalışma, Aristoteles’in "siyasal canlı" olarak tanımladığı insanın, etik ve politik bir varlık olarak neye ihtiyaç duyduğunu ve bu ihtiyaçların poliste nasıl karşılandığını detaylı bir şekilde ele almakta; aynı zamanda, Aristoteles`in "polis" kavramı üzerine yaptığı tespitlerin, çağının geleneksel polis anlayışını nasıl revize ettiğine dair çarpıcı analizler sunmaktadır. Özellikle Yunan dünyasına özgü olarak ortaya çıkan "polis" kavramının, Aristoteles için neden bu kadar merkezi olduğu ve onun ideal yurttaş profili oluştururken nelere dikkat ettiği de kitapta tartışılmaktadır. Aristoteles’in bu konudaki düşünceleri, yalnızca Antik Yunan toplumu için değil, modern siyaset teorisi ve toplum bilimleri için de önemli temel dayanaklar sunmaktadır. Bu kitap, filozofun düşüncelerinin günümüze ne gibi yansımaları olabileceği, etik ve politik yaşamın nasıl bir arada olabileceği ve en nihayetinde insan için "iyi yaşam"ın ne olduğu sorularını merkeze alıyor. Bu eser, sadece Aristoteles ve Antik Yunan felsefesi ile ilgilenenler için değil, siyaset, etik ve toplum bilimleri alanlarında derin bir anlayış kazanmak isteyen herkes için kaçırılmayacak bir kaynak niteliğindedir.