Politik ve Askeri Savaş Sanatı - IX resmi

Politik ve Askeri Savaş Sanatı - IX

Yazar: Rıza Salman
Barkod: 9786054087228
Üreticiler: İlkeriş Yayınları
Stok Sayısı: 1
Basım Tarihi: 7-2024
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 619 Sayfa
Ağırlık: 500,00 Gram
Boyut: 10,50 (en) x 19,50 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: Ankara - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

300,00 TL
240,00 TL

Açıktır ki bir siyasal iktidarın  meşruiyetini yitirmiş olması, bu nedenle onun her türlü icraatının ve kararının gayrı-meşru olması, her şeyden önce devlet kurumlarını ve devlet görevlilerini ilgilendiren bir durumdur. Hiçbir devlet kurumu ve d evlet görevlisi, gayrı-meşru bir iktidarın isteklerini yerine getirmek zorunda değildir. Tersine, iktidarın icraat ve kararlarına uymaları evrensel hukuk açısından suç oluşturur. Böyle bir durumda hiçbir devlet görevlisi, "emirlere uyma" gibi bir gerekçe ile kendisini savunamaz ve suçtan arındıramaz.

Özetlersek, gayrı-meşru bir iktidarı karşı "direnme hakkı", her durumda iki şeyi kapsar:

Birincisi, kamu görevlilerinin (örgütlü olarak kamu kurumlarının) gayrı-meşru iktidarın icraat ve kararlarına karşı çıkması, yani direnmesidir.

Bilinen en ünlü "direniş" hareketi, 1908 devriminin arifesinde Resneli Niyazi'nin emrindeki 200 başıbozukla birlikte Makedonya doğlarına çıkmasıdır.

Mustafa Kemal'in Anadolu'ya geçmesi ve ardından Kurtuluş Savaşını örgütlemesi de gayrı-meşru iktidara karşı "direnme hakkı"nın kullanılmasının özgün bir örneğidir.

Yakın tarihte "direnme hakkı"na ilişkin en önemli örnek 27 Mayıs askeri darbesidir.

İkincisi, doğrudan toplumun, bireylerin gayrı-meşru iktidara karşı direnmesidir. "Sivil itaatsizlik" kavramıyla özdeşleştirilmeye çalışılan bu "direnme", kitlelerin ya da bireylerin gayrı-meşru iktidarın icraatlarına ve kararlarına karşı çıkması ve bu doğrultuda değişik eylemlere yönelmesidir. Kitlesel protestolar, kitlesel mitingler, genel grevler ve silahlı eylemler bir bütündür.

......

......

Bu ortamda ve bu koşullarda, "eski" yasallık varmışcasına, mevcut kurumların ve uygulamaların meşru olduğunu söylemek, kabul etmek ya da karşı çıkmamak insanlığa, demokrasiye, evrensel hukuka, tarihe ve ülkeye ihanetten başka bir şey değildir...