Polonyalı büyükbaba, koluna dövmelenen sayının gizli hikâyesini ilk kez anlatır. Sırp piyanist yasak kimliğine hasret duyar. Genç bir Maya yerlisi eğitimi, ailevi yükümlülükleri ve şiire duyduğu sevgi arasında sıkışıp kalır. İsrailli bir hippi, Antigua Guatemala’da arayışa çıktığı cevapları bulup sanrılı deneyimler yaşamak için can atar. İhtiyar bir akademisyen mizahın önemini tekrarlar. Tüm bu karakterler müzik, tarih, şiir, erotizm, mizah ya da sessizlik aracılığıyla güzel ve gelir geçer olanı, akıl almaz bir şey yüzünden baştan çıkmış bir halde ararken anlatıcı –adı yine Eduardo Halfon olan Guatemalalı bir üniversite profesörü ve yazar– en esrarengiz karakterinin izini sürmeye başlar: kendisinin.
İlk kez 2008’de yayımlanan ve bir düzine dile çevrilen Polonyalı Boksör Latin Amerika Edebiyatı’nın yeni eserleri arasında tartışılmaz bir kıstasa dönüştü.