Toplumsal hayatımızda hemen her alanın kültürel bir temelle bağlantılı hale geldiği düşünülürse, politikanın da birçok bakımdan bu temel üzerinde inşa olduğu görülebilir. Kültürel olanın kendi yönünde, politika olgusunu da başkalaştırdığı veya en azından klasik şekilde algılandığından daha farklı bir konuma yerleştirdiği söylenebilir. Bu kitap, böyle bir saptama doğrultusunda popüler kültürün politik yüzüne ışık tutulduğunda ortaya çıkan meseleleri ele alan sosyolojik bir teorik çerçeve sağlamaktadır. Bu açıdan, kitabın esas amacı; politikanın özellikle popüler kültür unsurlarıyla iç içeliğinin çoğunlukla göz ardı edilmiş olmasının eksik bıraktığı düşünülen hususlara değinmek ve bu hususların gündelik siyasal hayattaki izdüşümlerine dikkat çekmektir. Kitapta dikkat çekilen önemli bir sorun şu olmuştur: Popüler kültürün, politikaya ilgiyi artırırken, neticede politikayı imkansız kılma olasılığının gerçekleşmesi. Popüler kültürün, tekrara, tıpkılığa, her yerde oluşa dayanan doğasının, bireylerde otomatikleşmiş tepkiler yaratmaya ve onların direnme güçlerini zayıflatmaya sebep olabileceği ve demokrasinin temelini zayıflatıcı bir işlev görebileceği kitabın en önemli iddiasıdır.