“Biz kendimize bu çırpınma anlarında rastladık. Biz kendimize başkalarına sahiciliğimizi ispat etmeye çalışırken alıştık. Biz kendimizi başkalarına göstermeye çalışırken kendimize inanmayı öğrendik. Biz görüntülerle haşır neşir bir nesle hayallerimizi sevdirmek istiyoruz. Biz kendimizi sevdik.
Biz kendimize inandık. Biz kendi kendimize anlatıyorduk. Kim? Kimdi o? Bizi kâğıtlara geçiren kimdi?” Birbirlerinin sesi olan üç kadın. Onların adları Zümrüt. Zümrütler. Birbirlerinin içinden doğdular. Aşkla okudular, mağrur bir edayla yazdılar… En çok da sorular sordular. Gökçe Bilgin, masalların, Anadolu efsanelerinin anlatım dilinden damıttığı kendi özgün üslubunu yaratıyor. Porselen Bir Mevzu, özenli kurgusu, katman katman açılan hikâyesiyle, edebiyata ve yazma deneyimine dair yöneldiği zekice sorularla hafızalarda yer edecek bir ilk roman.