Şu lafı sık sık duymuşsunuzdur: “Tanrım! Bizim gençliğimizde bu kadar iyi imkanlar yoktu. Biz o zamanlar derslerden kaç alacağız diye korkardık; sahilde yalın ayak yürümemize izin verilmezdi. ” Peki şunu duydunuz mu hiç: Tanrım! Ben çocukken bu kadar güzel oynamazdık. Veya: Ben küçükken böyle güzel hikaye kitapları yoktu. Hayır. İnsan çocukken ne okur veya ne oynarsa, onu hem en güzel ve en iyisi olarak, hem de, çoğu zaman, hatalı da olsa, eşsiz bir şey olarak hatırlar.
Walter Benjamin gibi bir düşünürün karşısına radyoda program yapma, çocuklara, gençlere ve yetişkinlere ulaşma imkanı çıksaydı ne tür programlar yapardı? Böyle bir dinleyici kitlesine nelerden söz ederdi? Ve belki daha da önemlisi, söyleyeceklerini nasıl söylerdi?
Benjamin, 1929-1933 arasında Frankfurt ve Berlin radyolarında 80’i aşkın yayın yaptı. Bu programlarda sunduğu metinlerin önemli bir kısmının yer aldığı derlemede, eşitlikçi bir pedagoji anlayışıyla kaleme alınmış çok sayıda deneme, öykü ve radyo oyununun yanı sıra düşünürün yetişkinler için yaptığı programlarda sunduğu çeşitli edebiyat eleştirisi metinleri ve radyo hakkında yazdığı kimi yazılar da yer alıyor.
Benjamin okurlarının yanı sıra eğitim, çocukluk, medya çalışmaları ve tiyatro gibi temalarla ilgilenenlerin de severek okuyacağına inanıyoruz.