“Kitabın türünü belirleyemedim. Roman değil, ama roman. Anı değil, ama anı. Günce değil, ama günce. Özyaşamöyküsü değil, ama özyaşamöyküsü. Bir araştırma değil, ama bir araştırma. Bence, bilimkurgu denilen roman türünün yeni ve gerçekçi bir modeli diyebiliriz bu kitaba. Çünkü bilimsellikle düşsellik, imgeyle gerçek, varolanla varsayılan, söylenenle söylenmek istenen iç içe. (…) Gerek Kenan Evren’in konuşmalarından derlenmiş, gerekse onun konuşma biçemiyle anı biçiminde yazılmış olan bu kitaptan, özellikle yaşadığımız böyle günlerde aldığım tadı başkalarıyla da üleşerek artırmak istediğim için, kitabın okunmasını salık veriyorum.
Yaşamım boyunca bu denli keyifle okuduğum başka bir kitap anımsamıyorum.”Bu satırlar, Baskın Oran’ın Kenan Evren’in Yazılmamış Anıları’na önsöz olarak, dünya mizahının büyük ustası Aziz Nesin’in kaleminden 26 Nisan 1989 tarihinde çıktı. Aziz Nesin, aynı yöntemle aynı espri içinde yazılmış elinizdeki kitabı okusaydı herhalde aynı satırları yazardı.
Büyük Usta’ya saygıyla…