"Hayatımdaki hiçbir şey gözüktüğü gibi değildi. Ben saklamıştım hem de özenle bütün gerçekleri. Yalanların kenarına muntazam dursunlar, yerli yersiz sökülmesinler diye bir overlok çekmiştim. Kumaş ters düz edilerek gerçek sanılanlar dışarıda, yalanlar içeride kalacak şekilde dikilmişti. Bir tek ütü yaparken içerisi öne getirilerek yatırılmıştı masaya: Gerçekmiş gibi yapılanlar sararmasın, lekeler içeride kalsın diye." Bir mahalle, iç içe geçen yaşamlar, unutmak istenilenlerle hatırlananlar... Çiğdem Açan, ilk romanı Refakat'te okuru, dünü ile bugünü arasında gerçekler ve hayallerle inşa edilmiş bir köprüde bazen ürkek bazen cesur adımlarla yürüyerek kendi hakikatine ulaşmaya çalışan Zeynep’e eşlik etmeye çağırıyor.