Giuseppe Verdi, şaheser yaratma konusunda bereketlidir; ama gerçek Verdi hayranları için Rigoletto, apayrı bir zirveyi temsil eder!
Ünlü Fransız yazar Victor Hugo’nun Le roi s’amuse adlı oyunundan uyarlanan ve Guiseppe Verdi’nin bestelediği Rigoletto operası, soylularla dur durak bilmeden, ahlaksızca alay eden bir saray soytarısının kendi elleriyle başına açtığı belaların öyküsüdür.
Adını Fransızca “rigolo” yani “gülünç” sözcüğünden alan soytarı Rigoletto’nun varı yoğu biricik kızı Gilda’dır. Canından çok sevdiği kızına şefkatle yaklaşan bu adamın soylulara karşı acımasız tavırları, insanın çelişkili doğasının sanatsal bir gösterimidir. Nihayetinde aciz doğasındaki kötülük iyiliğe baskın gelecek ve hatta acımasız alayları, içine düşen intikam ateşi yüzünden yegâne sevdiğinin başına kaçınılmaz felaketi getirecektir.
Rigoletto, operatik müzik için oyunu feda etmeyen, aksine, oyuna katkı sağlayan yüce aryalarıyla gerçek bir başyapıttır. Belki de Verdi’nin gücü, tam olarak bu gerçekçi ve yine de operatik tutkuyu barındıran eserler yaratma becerisindedir...
Opera klasikleri dizisi, libretto külliyatına odaklanmaktadır. Eserlere bir zamandizini, önsöz ve sinopsis ile açılış yapıyoruz; librettonun özgün dili ile birlikte Türkçe çevirisini okurlarımıza sunuyor, bilgilendirici dipnotlar eşliğinde her kesimden müziksevere hitap etmeyi amaçlıyoruz.
Fihrist olarak, opera metinlerini Türkçeye kazandırmaktan ve bütüncül bir bilinç ile okurumuza sunmaktan onur duyuyoruz.