Risk kavramı 1990’lı yılların başlarından bu yana hem toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik hem de bireysel yaşamların merkezi temalarından biri haline gelmiş bulunuyor. Riskler göz önüne alındığında içinde yaşadığımız çağı kaygı ve korkuların yaygınlaştığı bir çağ olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır. Riskler genellikle kaygı, korku ve hatta kaotik durumlar olarak kendini göstermektedir. Tükettiğimiz gıdalardan içeceklere, ilaçlardan çocuk oyuncaklarına, cep telefonlarından bilgisayarlara kadar pek çok şeyden korku duymaktayız. Neden acaba bugün geçmişe kıyasla çok daha sıklıkla kaygı ve korkuya kapılıyoruz? Neden bilim ve teknolojiyle olan her türlü gelişmeyi öncelikli olarak risk ve korku üzerinden değerlendiriyoruz? Neden her an yeni birtakım riskler ve korkular gündeme gelmekte ve bunlar toplumsal kaygı ve korkulara sebep olabilmektedir?
Kayhan Delibaş’ın Risk Toplumu adlı çalışmasının temel amacı, risk toplumu, belirsizlikler ve güven erozyonu kavramları çerçevesinde risk toplumunun ülkemizdeki temel dinamiklerini anlamak; korku ve kaygıları sosyolojik bir perspektiften hareketle açıklamaktır.