Zor iştir metafizik... Fiziki sınırlar aşılır. Varlık, varoluş, evrensellik, evrim, neden, uzay, zaman, tanrı gibi kavramlar "ta meta ta fizika" sonsuzuna doğru uzanır. Felsefi hipotezler oluşur yol boyunca. En büyük tehlike, bu hipotez-marinalarından birinde demir atmak… Gerçekleri çözdüm sanmak… Bence Ata Nirun, metafizik alanda araştırma yapan isimler içinde bu tehlikeden hep korunagelmiş en seçkin isimdir. İncelediği, çözmeye çalıştığı konu her ne olursa olsun "Akıl Kapısı"nı (Mentis Ostium) daima açık bırakmıştır. Açalım: İnsanoğlu, düşünme yeteneği ve diyalektik düşünce üretimi sayesinde varlığıyla ilgili özellikle iki alanda dört temel soruya cevap aramıştır: Neden doğdum?.. Niçin yaşıyorum?.. Ne zaman-niçin-nasıl öleceğim?.. Ölümümden sonra hayat var mı?
Oysa, unutulan esas; hiçbir dönem ve hiçbir kimsenin kendisinden sonraki dönemlerin bilgilerini genişletmesi ve yanılgılarını düzeltmesi için yüzdeyüz geçerli bir formül vaaz edemeyeceği gerçeğidir. Böyle bir şey, herşeyden önce tekamül anlayışına aykırı olur. Bu araştırma kitabının gördüğüm kadarı ile böyle bir amacı yok. Olamaz da. Tarihçiler geçmişi… Yandaş araştırmacılar da geleceği çarpıtırlar biteviye… Ruhçuluk-Yeniden Dünyaya Geliş, Parapsikoloji-Beşduyu Ötesi Algılama ve Ufoloji-Uçandaire gözlemleri gibi konular, henüz ampirik olamasalar da, "Bilimsel çerçevede nasıl değerlendirilebilirler?" sorusuna en objektif cevapları veren Ata Nirun olmuş yine. Mentis Ostium - Akıl Kapısı… Girmek isteyenlere açık.