Kimlik, sabit değildir; akışkandır, değişkendir, ‘öteki’yle birlikte kurulduğundan dolayı ilişkiseldir. Kimlik, hep yeniden yeniden oluşturulur, sabırla direnmeyle, yinelenmeyle korunur. Kimlik, kişisel ve kolektif travmalardan etkilenir; Milan Kundera’nın deyimiyle iktidar sizi nerenizden yaralıyorsa orası kimliğiniz olur. Kimlik aynı zamanda, kimliğin taşıyıcısı olduğu kültürü yeni zamana ve yeni mekâna uydurma, zaman ve mekâna karşı direnmeyle var olur var kalır.
Bu derleme kitap, günümüz İstanbulunda, İmrozunda ve Atinasında Rum olarak yaşamayı anlama çabasının ürünüdür. Derlemede Rumlar üzerinde hâlâ etkisi süren önemli tarihsel dönemeçlere, özellikle 1964 Sürgün Kararı’nın etkilerine odaklanılmakta ve günümüz Rumluğunu ve Rumluğun izlerini İstanbul, İmroz ve Atina’da gerçekleştirilen saha çalışmaları, mülakatlar ve 20. yüzyılın ikinci yarısına ilişkin arşiv verileriyle anlamak için çaba sarfedilmektedir. ‘Rum’ teriminin içerdiği anlamlar, Rumlar hakkında Türk ve Yunan toplumları ile medyalarının algısı, Rumların kimliklerini sürdürme çabaları aktarılmaktadır.
Hakan Yücel’in ‘Rum olmak,’ ‘Rum kalmak’ ve ‘Rum algılanmak’ merkezli, saha araştırmalarını, arşiv çalışmalarını, belgeselleri, akademik toplantıları içerecek olan, bu bağlamda farklı yöreleri, kuşakları, konuları ele alan büyük projesinin ilk adımı olan bu derleme, Samim Akgönül, Birol Caymaz, Duygu Çanakçı, Yorgos Katsanos, Hasan Münüsoğlu, Elçin Macar, Ceren Sözeri, Süheyla Yıldız ve Umur Yedikardeş’in kaleme aldığı makaleler, kolektif hafıza, mekânsal aidiyetler, Rum kültüründen geriye kalanların etkisinde, Rum olmanın ve Rum kalmanın ne olduğunu tartışmaktadır.