Rusya’da 2014 yılı itibariyle “Putin Doktrini” olarak ifade edilen strateji uygulama safhasına geçmiştir. Buna göre Batı artık Rusya’nın güvenilir bir ortağı değildir. Rusya açısından uluslararası hukuk artık bir kurallar bütünü ve uluslararası koordinasyonu sağlayan norm değildir. Yeni stratejide Post-Sovyet ülkelerin egemenliği Rusya’nın koruması altındadır. Rusya ve Rus kamuoyu, Avrasya’da ve Suriye’de çıkarları çatışan Batı ile krize girmeyi göze alarak Suriye’ye müdahalede bulunmuştur. Günümüzde “Rusya’nın Yolu” tabiri tüm dünyada hemen hemen kabul edilebilir seviyeye gelmiştir. Hem iç politika da hem de dış politikada Rusya’ya ‘özel’ bu duruma karşı çıkabilen etkin bir güç henüz bulunmuyor. Rus şair ve diplomat Fyodor İvanoviç Tyutçev’in meşhur dört mısralık bir şiirinde şöyle der:
Rusya akılla kavranmaz
Genel kabul görmüş bir arşınla ölçülmez
Onun kendine özgü bir hali, gelişimi vardır
Rusya'ya sadece inanılır, iman edilir.
Bu özdeyiş Rusya’yı tanımlayan en yaygın ifadelerdir. Tyutçev’e göre Rusya’yı anlamak istiyorsak “ona inanmak” gereklidir. Bugünlerde, Türkiye-Rusya arasında ortaya çıkan işbirliği/rekabet, Ukrayna, Libya ve Suriye krizlerinde Rusya’nın tavırları dolayısıyla “Rusya ne yapmaya çalışıyor?” sorusunu artık daha sık duyuyoruz ve önümüzdeki dönemde de duymaya devam edeceğimiz gerçeğiyle yaşamalıyız. Bu sorunun cevabını Rusların tarihten itibaren kendilerine biçtikleri “kurtarıcı” rolünü anlamadan vermek mümkün değildir. Bu kitabı okuduğumuzda eminim bu soruların bazılarına cevap bulabilirsiniz. Bu kitabımızda Putin Rusya’sının oluşumu ve Suriye’deki politikalarının genel sebepleri anlatılmıştır. Bu kitaba ek olarak “Rusya-Tu¨rkiye Avrasya Paktı Mümkün mü?” ve “Putin Dönemi Rusya Dış Politikası ve Güvenlik Doktrinleri” adlı kitaplarımızı da okumanızda fayda vardır.