Sanat ve mit(oloji) her daim ayrılmaz bir bağlantı halinde olan iki bütünleşik bilim dallarıdır. İlk dönem sanat anlatıları olarak karşımıza çıkan mağaralardaki görseller, insanoğlunun doğa karşısındaki acizliğinden kurtulmak için zihninin derinliklerinde tanımlayamadığı karanlığı/karanlıkları renkli figürlerle doldurarak betimlediğini görmekteyiz. Mağara duvarlarına çizdiği/yansıttığı görsellerin/anlatıların birer mit/mitos olduğunu söyleyebiliriz. Mitlerin antik çağların psikolojilerini nasıl yansıtabiliyorsa, sanatın da psikolojik bir gereksinimden kaynaklandığını ve bu bağlamda mitlerle sanatın aynı kaynaktan çıktığını/beslendiğini söylememiz mümkündür.