Nahid Sırrı Örik'in 'Hikaye ve romanlarının kaderi ise, aşağı yukarı hep aynı olur: Yanlış anlaşılmak. Bu kader, daha ilk hikaye kitaplarının neşriyle başlar ve sonuna kadar hep sürer. Elinizdeki kitapta var olan hikayeler de bu şanssızlıktan paylarına düşeni alırlar.' (...) 'Yayınlandığı dönemde 'San'atkarlar' hakkında yazılanlar, daha çok hikayeleri özetlemek ve yazarın diline takılmaktan ibaret gibidir. Kimse Nahid Sırrı'nın Maupassant tarzı olay hikayesinden Çehov tarzı durum hikayesine geçişimizde bazen katalizör, bazen de adaptör rolünü üstlenen üç beş isimden biri olduğunu yazmaz. Kimse sanatçıların kahraman olarak seçiminin sebepleri, hikayelerdeki buruk ve içli havayı yahut fiktif yapıdakı zayıf noktaları, çarpıcı noktaları önemsemez.'