İspanyolların 1492 yılında “Yeni Dünya” ile karşılaşmaları neticesinde yaşanan kültürel/dinî gelişmeler çerçevesinde bölgedeki yerli gruplar, İspanyollar tarafından dayatılan Katoliklik inancı ile kendi gelenek ve inançlarını sentezlemek durumunda kaldılar. Böylelikle Latin Amerika dinî manzarasında melez görüntüler ortaya çıktı. Bu iki kültürün birleşmesi sonucu doğan mestiza figürlerden biri de Santa Muerte.Ölüm, Muerte kavramını kişileştirip bir nevi Azize, Santa statüsüne yerleşerek Hıristiyan aleminde bilhassa 4. ve 6. yüzyıllar arasında oldukça yaygın olan “Azizler kültü” dönemi azizlerini hatırlatan bir figür haline gelen Santa Muerte’ye inananların sayısının son on beş yıllık dönemde yalnız Meksika’da on milyonları aştığı tahmin edilmektedir. Santa Muerte’nin kökenleri ve ortaya çıkış serüveninin yanı sıra karanlık ve gizli bir halk inanışından artık herkes tarafından bilinen ve milyonlarca inanıra sahip bir dinî oluşum, tarikat ve hatta kimilerine göre müstakil yeni bir dine dönüşüm süreci Latin Amerika dinleri uzmanı Dr. Chesnut’ın elinizdeki bu değerli kitabıyla kusursuzca ele alınıyor.Santa Muerte, kocası Mictlantecuhtli ile birlikte yeraltı dünyası Mictlán’ı yöneten Aztek tanrıçası Mictecacihuatl’dan mı esinlenilmiştir yoksa İspanyol kültüründe halihazırda var olan Ölüm Meleği La Parca’dan mı? Santa Muerte neden iskelet şeklinde tasvir edilir ve bu durumun Ortaçağ Avrupa nüfusunun üçte birinin canını alan Kara Veba ile ilişkisi nedir? Ölüler Günü’nün (Día de los muertos) Santa Muerte ile ilgisi var mıdır? İspanyol fethiyle birlikte yeraltına ve Katoliklikle kaynaşmaya sürüklenen bu halk inanışı, bir quesadilla satıcısının evden bozma tapınağında nasıl milyonlarca kişiye ulaşabilmiştir? Kitapta cevabı aranan sorulardan yalnızca birkaç tanesi…