Bir tarikat düşününüz:
Özal’dan Erdoğan’a üç cumhurbaşkanı... Özal’dan Erbakan’a üç başbakan...
Binlerce bürokrat, binlerce işadamı...
Bu sadece tarikatın siyasi ve ticari cephesidir.
Öte yanda...
Mehmet Zahid Kotku’dan Cübbeli Ahmet Hoca’ya binlerce din adamı... Gümüşhanevi’den İsmailağa’ya binlerce tekke...
Bu ise tarikatın dini cephesidir.
Ve...
Sevr’den BOP’a... Şam’dan Musul’a... Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ve de günümüze...
Bu da tarikatın küresel cephesidir.
Biz burada siyasete, ticarete ve inançlara yön veren ve ardında iki yüz yıllık tarihsel süreç olan bir tarikattan bahsediyoruz.
Ve biz bir tarikatın, nasıl olup da insanlarımızın kutsal inançları üzerinde oynayarak bunu siyasi, askeri ve ekonomik güce dönüştürebildiğini ve bu gücü de devlet yönetiminde nasıl kullanabildiğini anlamaya çalışıyoruz.
Bugün Türkiye’de herkes darbeyi konuşuyor ama darbenin hedefinde nasıl bir güç olduğunu kimse görmek istemiyor. Oysaki bugünü anlayabilmenin yolu düne bakmaktan geçiyor.
Elinizde tuttuğunuz kitap bu tarihsel süreci tüm ayrıntılarıyla deşifre eden ve bugün Türkiye’de yaşanılanlara güçlü bir ışık tutabilen “belgesel” bir çalışmadır.