Eğer herkes sadece kendi inanışları için savaşsaydı, savaş olmazdı...”
Benim cesur askerlerime ve gittiğiniz her yerdeki sadık halkıma deyiniz ki hiç askerim kalmadığı anda sevgili soylularımın ve iyi kalpli köylülerimin başına bizzat kendim geçer ve imparatorluğu son kaynağına kadar harcarım. Eğer atalarımın tahtında hanedanımın oturmaması alnımıza yazılmışsa, o zaman, elimdeki bütün imkanlar bittikten sonra, sevgili vatandaşlarıma yüz karası olacak bir barış imzalamaktansa, sakalımı uzatır ve en yoksul köylülerim gibi patates yiyerek yaşarım.