1. Dünya Savaşı’nda, İttifak Devletleri hanedan üyeleri ve ordu komutanları arasında kurulmuş olan “Silah Kardeşliği”nin ayrı dil, din ve geleneklerden gelen halklar arasında da mu¨mku¨n olabildiğince geçerli kalabilmesi için propagandanın gücüne büyük ihtiyaç vardı. Dolayısıyla, Alman İmparatoru II. Wilhelm, Avusturya-Macaristan İmparatoru I. Franz Joseph, Osmanlı Sultanı Mehmed Reşad ve yaklaşık bir yıl sonra da aynı cepheye katılacak olan Bulgar Kralı 1. Ferdinand’ın yan yana portreleri Almanya ve Avusturya şehirlerinde neredeyse günlük yaşamın bir parçası haline gelmişlerdi.
Madalyalardan yardım rozetlerine, Kızılhaç bantlarından kartpostallara, porselen ve cam ev eşyalarından müzik notalarına kadar her yerde Osmanlı İmparatorluğu’nu simgeleyen motifler ve ay yıldızlı bayraklar Berlin’i ve bir zamanlar kuşatmalarla korku salmış oldukları Viyana sokaklarını süslüyorlardı. Dönemin tüm yazılı basınında, gazete ve dergilerde, kitaplarda, bayrak ve flamalarda, duvar afişlerinde “İttifak”ı simgeleyen resimler, fotoğraflar ve birbirinden renkli desenler, ülke yönetimlerinin değişebilen politik çıkarlarının halklar arasındaki ilişkileri nasıl inişlere veya çıkışlara sürükleyebileceğinin eşsiz kanıtları olarak tarihe geçmekteydiler.
1. Dünya Savaşı’nın 100. yılında, Vehbi Koç Vakfı ve Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nin ortak desteğiyle hazırlanan bu yayın ve eşlik eden sergiyle, “Savaş ve Propaganda”nın gu¨nu¨mu¨zde de geçerliliği hiç azalmadan süregelen tarihî birlikteliği, çarpıcı bir şekilde gözler önu¨ne serilmektedir.