1.Dünya Savaşı sırasında üç yılını Sibirya’da savaş esiri olarak geçiren Gabriel Dan 1919 yazında Polonya’ya dönerek Varşova yakınlarında, Lodz kentindeki Savoy Hotel’e yerleşir. Toplumsal katmanların ters yapılandığı otelde zenginler alt katlardaki odalarda kalırken yoksul müşteriler en üst kattaki odalara yerleşmiştir. Otelin yöneticisi Kaleguropulos henüz hiç kimsenin yüzünü görmeyi başaramadığı, merak uyandıran birisidir. Oda ücretini ödeyemeyenlerin yaşlı asansörcü tarafından rehin alınan bavulları, genç kızların rehin verdikleri bavullara karşılık geceleri otelin barında zengin müşterilerin karşısında yapıkları çıplak danslar otelin günlük olayları arasındadır. Sefaletin, işsizliğin ve umutsuzluğun kol gezdiği şehirde herkes Amerika’ya gidip milyoner olan Bloomberg’in dönüşünü beklemektedir. Gabriel Dan her gün terk etmeye niyetli olduğu otele, diğer müşteriler gibi tuhaf bir biçimde bağlanır. Çok geçmeden Rusya’daki devrim, sefaletin yaşandığı Hotel Savoy’a ulaşacak ve onu da yıkıma sürükleyecektir.