“Ruhuna ilmek ilmek işlenen bu genç kadını sevmeye başladığı andan beri tüm gün, tüm gece yalnızca onun çehresini düşlüyordu. Onu kalbinden söküp atamıyor, aşkını dile getirebilir mi, bilmiyordu.” Modern Japon romancılığının ilk örneği olarak kabul edilen Savrulan Bulutlar, Japon toplumunun radikal değişimleriyle iç içe geçmiş bir öykü sunar. Bunzō, içine düştüğü mecburiyet sebebiyle akrabalarıyla yaşamaya başlar. Bir yandan hayatındaki bu değişime ayak uydurmaya çalışırken bir yandan da çevresindeki insanlarla birlikte ülkenin yaşadığı toplumsal dönüşümünün bir parçası hâline gelir. Klasik yazı üslubu yerine kendi modern çizgisini oluşturan Futabatei Shimei, Savrulan Bulutlar ile Meiji Dönemi'nin zorluklarına ışık tutar. Japonya’nın modernleşme süreci, toplumsal dokunun evrimi ve bireylerin bu değişimle başa çıkma çabaları, bir karakterin gözleminden yaşadığı iç çatışmalarla birlikte aktarılır. 1887 ve 1889 yılları arasında tefrika edilen bu eser, tarihsel bir panorama çizerek yaşadığı coğrafya ve zaman dilimi fark etmeksizin insanların aynı acıları ve aynı dertleri paylaştığını keşfetmeye davet ediyor