Sovyet Rusya için çift taraflı çalışan bir ajanın ortaya çıkarılmasının ardından George Smiley İngiliz istihbaratının sorumlusu yapılır. Harap olmuş casus ağını elinden geldiğince kurtararak birkaç güvenilir eski meslektaşını geri çağırır. Hem örgütün itibarını geri kazanmaya hem de intikam almaya kararlıdır. İşleri tersine çevirecek bir fısıltı, bir ipucu arar durur. Ve bulduğu anda, kendi seçtiği ajanını harekete geçirir: “Saygıdeğer Öğrenci” Jerry Westerby Uzak Doğu’ya gönderilir. Burası, Fransız, İngiliz ve Amerikan sömürge kültürlerinin mezarlığı olmasının yanında vatansever bağlılıkların da sınandığı bir bölgedir ve yeni bir hesaplaşma başlamak üzeredir. Karla üçlemesinin ikinci romanında John le Carré, ahlaki kördüğümlerle zekice kurguladığı, çöküşün eşiğindeki Kamboçya ve Vietnam ile pek çok oyunun oynandığı Hong Kong’u merkezine alan postkolonyal casusluğun sürükleyici bir tasvirini ortaya seriyor.
“Bu kitabın hiçbir sayfası zekâdan ve zarafetten yoksun değil.”
The New York Times
“Bütün güzel şeyler orada: karmaşık komplolar; kendine özgü karakterlerin Dickensvari bolluğu; ve hepsinden önemlisi, John le Carré’nin parıldayan sosyal gözlemi.”
Time