Rainer Maria Rilke’nin yaşama biçimi şiiri kadar önemlidir. Bu her şeyden önce, bütün yaşayışı şiire adamadır; ozanca yaşama, ozanca var olmadır. “Şiiri yazmadan yaşayabilir miyim?” sorusunu çok önceden kendine soran Rilke, “Hayır”, cevabını verdikten sonra hep şiiri için yaşamıştır. Hep şiir için yaşamaksa, hayatla sanat arasında zaman zaman seçim yapmak zorunda kalmaktır, tragedyanın ikilemiyle karşı karşıya olmaktır. İlk gençlik coşkusu dindikten sonra, geçim zorluklarıyla ve günlük yaşayışın öbür sorunlarıyla çepeçevre kuşatıldığında da ozan olarak kalabilen, ozanlığın yüksek bedelini her zaman ödemeyi göze alabilen kaç kişi vardır şiir tarihinde? Rilke’nin amacı, hayatı bütünüyle kavramak; varlığın hiçbir kesimine yabancı kalmamak, en korkunç, en iğrenç hayat durumlarını bile bütün yönleriyle kucaklamak ve türkülemek olmuştur.