Seçilmiş Halklar, milliyetçilik ile dinsel inançlar arasındaki kuvvetli bağı anlatıyor. Tevrat'taki İsrailoğullarından nasıl Yahudi milliyetçiliğinin türediğini, İngilizlerin Roma Kilisesine meydan okuyup bağımsızlaşma sürecinde kendisine yarı dini yarı efsanevi bir geçmiş yaratıp Kral Arthur ya da St. John’a (İrlandalılar ise St. Patrick'e) başvurarak onları kendi etno-kültürel dünyalarının temel referansı yaptığını anlatıyor.
Örneklendirmelerle konu genişliyor: Ortodoks inancı ve yıkılan Bizans (2. Roma) sonrasında, Rusların 3. Roma İmparatorluğu olmak için seçilmiş olduklarına dair bir inanç inşa ederek, Moskovitzlerin Ortodoksluk üzerinden bir Rus milliyetçiliği oluşturduklarını etraflıca tartışıyor.
Benzer bir seçilmişlik iddiası da ABD'den: Amerika'ya göçen Protestan kitlelerin, Katolik zulmünden kaçtıkları toprakları yurt edinirken, çektikleri çileler dolayısıyla kendilerini kutsayıp, seçilmiş bir topluluk olduklarına inandırarak, Amerika kıtasını Vaat Edilmiş Topraklar olarak gördüklerini anlatıyor Anthony Smith. Ayrıca benzer temaları Türklerin İslamın kılıcı olmakla, Arapların, İslam Peygamberinin bir Arap olarak dünyaya gelip Arapça konuşmuş olmasıyla övündüğü Ortadoğuya da uyguluyor.