Mekânlar şehirleri, şehirler medeniyetleri ortaya çıkarır. Mekânlar medeniyetlerin kundağı; şehirler, büyüyüp serpildiği beşikleridir. Bir şehri, bir mahalleyi, bir sokağı, bir evi tanıyabilmek, sevebilmek ve onunla temas edebilmek için duyularımızın devreye girmesi gerekir.
Şehre dokunmak, insanın bedeninin ve uzuvlarının tıpkı yasak elmaya dokunması gibi asla kendini frenleyemeyeceği bir duygudur. Medeniyet eserleri ile dolu olan geleneksel şehir mimarisinin en güzel örneklerine ev sahipliği yapan şehirler, kendisine dokunulmasına müsaade eden şehirlerdir. Şehirler dokunma hissi oluşturabiliyorsa güven veren ve sevilen bir şehir olur.
Yazar, sahip olduğu beş duyu üzerine inşa ettiği dizisinde “Şehir Kokusu” ve “Şehrin Sesi” eserlerine bir yenisini daha ekliyor. “Şehre Dokunmak” kitabı ile Mehmet Mazak, insan ve şehir arasındaki dokunma duyusunu anlatıyor.