“Allah aşkı dediğimiz yüce, aşkın, kutsal aşka, metafizik sevgiye ulaşmak, gönülleri fethetmek, gönüllerde taht kurabilmektir. Bilakis günübirlik çıkarların, basit menfaatlerin arkasında dolaşan, beşerî münasebetlerde ihtirasları, kıskançlıkları, karalamaları, kötülemeleri merkeze alan ve bu tür hoyrat yaftalamaları kendisine “ana referans” olarak benimseyen bazı insanlarımızın sevgiyi, dostluğu, arkadaşlığı ve hoşgörüyü içselleştirmesi pek de mümkün gözükmemekte...”