Psikanaliz, Freud’un bizzat vurgulamaktan hoşlandığı gibi, onun eseriydi. Psikanaliz büyük başarılarının yanı sıra kusurlarıyla da kurucusunun kişiliğinin izlerini taşır. Bu durumda psikanalizin kökeni, hiç kuşkusuz, Freud’un kişiliğinde aranmalıdır. Peki Freud nasıl biriydi? Onu kendine özgü bir biçimde davranmaya, düşünmeye ve duyumsamaya sevk eden benliğindeki itici güçler nelerdi? Düşmanlarının iddia ettiği üzere, cinsellik ve disiplinsizlik ortamında yetişmiş yoz bir Viyanalı mıydı, yoksa en sadık taraftarlarının savunduğu gibi doğruyu bulma yolunda korkusuzca ve ödün vermeden yürüyen, ailesine karşı oldukça sevecen, öğrencilerine karşı kibar, düşmanlarına karşı âdil, kendini beğenmişlik veya bencillik emareleri taşımayan, dahası kişisel hiçbir kusuru olmayan büyük bir üstat mıydı?