“Simya, evrenin kimi parçalarını geçici varlıklarından kurtarıp yetkinliğe ulaştırmaktır; bu da metaller için altın, insan için uzun ömür, sonra da ölümsüzlük ve ruhun arındırılmasıdır.”
Prof. Dr. Zeki Tez, yeni kitabında gizli bilimlerin gizemine davet ediyor okuyucuyu. Birbirinden ilginç sorulara yanıt arıyor bu tarih yolculuğunda.
Simyacılar, toprak, su, ateş, hava ile ölüm, ölümsüzlük, dönüşüm, gençleşme arasında nasıl bir ilişki kuruyorlardı?
Asıl aradıkları eter/esîr/ruh, o ilk madde neydi?
Ruhsal yaşamı kimyasal süreçlerle nasıl ilişkilendiriyorlardı?
Metal karışımlarını, kusursuz olarak niteledikleri altına dönüştürmeye çalışırken aslında neyin peşindeydiler?
“En yüce değer” olarak gördükleri tılsımlı “filozof taşını” ararken hangi laboratuvar işlemlerini geliştirdiler?
Soy olmayan metalleri soy metallere dönüştürmekle insan ruhunun yetkinleştirilmesi arasında nasıl bir bağ kuruyorlardı?
Yaratılışın gizlerini açıklayan ve tüm olayların nedenlerinin bilgisini içeren Hermes'in Zümrüt Levha’sında neler yazıyordu?
Simya, 'kutsal' olanı aramaktan çıkıp nasıl kimya oldu?
Bu kitap, insanoğlunun kendisini ve evreni, bunların özlerini, yapılarını, birbirleriyle ilişkileri anlamaya çalıştığı binlerce yıllık bir süreci anlatıyor. Mısırlı rahiplerden Thales’e, Zümrüt Levha’dan İbn Sina’ya, Lavoisier’ye, popüler kimyaya, kibrit ve çakmağa, kebikeçten ex libris’e binlerce yıllık bir çaba…