Türkiye’de sinema yazınının popülerleşmesi kabaca 1990’lı yılların ikinci yarısına rastlamaktadır. Onun öncesinde Türk sineması üzerine yazma etkinliği elbette vardır. Ancak sinema metinlerini gelişigüzel bir çözümleme matematiğinin yanısıra var olan; sinemayı Türkiye’de düşünce geleneğinin içerisine yerleştirmeye, yönetmenlerin yönelimlerini düşünce dünyasında yaşanan gelişmeleri dikkate alarak analiz etmeye, sinema metinlerini Türk kültürünün bir ürünü olarak ele almaya cesaret eden çok az yazar ve makale/kitap vardır. Bu durumun en tipik örnekleri Türkiye’de sinema tarihi üzerine yazılan metinlerde görülebilir. Dahası bu süreç sinema yazınının popülerleşmesi ile birlikte hükümleri, ön kabulleri, klişeleri beraberinde getiriyor. Yarım yüzyıla yakın bir süredir Türk sineması üzerine düşünen, Türk sineması üzerine yazan; bu uğraşını Türk düşüncesi ve Türk kültürü içerisinde konumlandırmayı başaran Kurtuluş Kayalı işte bu klişelere de meydan okuyor. Yıllarca düşünsel şiddete maruz kalmış, Türk sinemasının put kırıcılarından Metin Erksan’dan aldığı sesle: Sinema Bir Kültürdür!