On dördüncü yüzyıl sonlarında kimliği bilinmeyen bir şairin yazdığı Sir Gawain ve Yeşil Şövalye dolaylı bir ahlak dersi olmasının yanı sıra aynı zamanda bir büyü, korku, baştan çıkarma ve macera hikâyesidir.
Noel akşamı, elinde koca bir baltayla Arthur’un şölenine dalan, atı da kendisi gibi yemyeşil bir şövalye, kralı bir oyuna davet eder. Kralın yerine bu meydan okumayı kabul eden Gawain adlı şövalye hikâyenin devamında hem fiziksel, hem ahlaki açıdan sınanacaktır.
Şiirde standart İngilizceyle günlük dil, Platonik aşkla cinsellik, zarif davranışlarla kan ve vahşet, zengin doğa görünümleriyle şaşaalı kapalı mekân tasvirleri iç içe geçer. Şövalye hikâyelerinin klasik düzeni Sir Gawain ve Yeşil Şövalye için de geçerlidir: Temeli İsa’nın Kutsal Kâsesi’ni aramak olan bir yolculuk, baş edilmesi gereken doğaüstü bir düşman, ölümle yüzleşme ve bu deneyim sonunda şövalyenin daha olgun bir insana dönüşmesi...