Bu mektuplar hem inandıkları ve savundukları uğruna gözünü kırpmadan ilerleyenlerin manifestosu hem de şiddetli bir hezeyan ve melankoli okyanusunda boğulmak üzere olan dâhilerin son çırpınışıdır; bazen ölüme yürüyenlerin arzuladığı bir son, bazen de dirimi bir an daha uzatabilmenin mazeretidir.
Arthur Rimbaud'dan Voltaire'e, Proust'tan Chopin'e, Tolstoy'dan Woolf'a, Zola'dan Hugo'ya, Kafka'dan Lafargue'a adı insanlık tarihine kazınan nice şair, yazar, müzisyen ve düşünürün, hayatla olan bağları kesintiye uğramadan önce yazdıklarından oluşan Son Mektup'ta, hisler ve düşünceler, bazen ölümün o soğuk esi ntisine karşı bir yakarış, bazen umursamaz bir kahkaha gibi söze dökülüyor.
Son Mektup, karmaşık ve karanlık yollarda ilerleyen farklı şahsiyetlerin yaşama dair nihai bir serzenişi olarak görülebileceği gibi, ölüm karşısında girişilen nafile bir savaş, bir uzlaşma çabası ya da sessiz bir veda niyetine de okunabilir.