Türk milleti, 10 Kasım 1938’de kaybettiğimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk için, O’na yakışır bir anıt mezar yapmıştır: Anıtkabir… O’nun ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak için merkez yaptığı, demokrasimizin tecelligâhı olan TBMM’ni açtığı ve Kurtuluş Savaşı sonrasında da devlet yeniden yapılanırken genç Cumhuriyet’in “Başkenti” ilan ettiği Ankara’da yapıldı Anıtkabir… O zaman Rasattepe, şimdilerde Anıttepe’de…
Uluslararası bir proje yarışması ile tasarım ve yapımına başlanan Anıtkabir inşaatı, yaklaşık on beş yıl sürdü. Başlangıcında, Dünya bütün insanlığı etkisine alan ikinci bir küresel savaşın içinde, ateş çemberinden geçiyordu. İnşaatın uzun sürmesinin temel nedeni 2. Dünya Savaşı’nın yarattığı bu olumsuz şartlardı.
Bir 10 Kasım günü kaybettiğimiz Atatürk’ü, bir başka 10 Kasım günü “Ebedi Medfenine”, “Türk Milletinin Sinesine” uğurladık. 1926’daki İzmir Suikastı sonrasında kendisine “geçmiş olsun” dileklerini ileten Türk milletine; “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demişti.
Evet! Büyük Atatürk, 10 Kasım 1953’te vatan toprağı ile sonsuza kadar ayrılmamak üzere kucaklaştı. Gerçekte yattığı yer Türk Milletinin Sinesidir. Ruhu şad, mekanı Cennet olsun.