1926 yılında tefrika edilmeye başlanan ve bizzat Mehmet Rauf tarafından “Eylül’den bile kuvvetli ve şahsiyetli bir eser” olarak değerlendirilen Son Yıldız, edebiyatımızın büyük aşk romanlarından...
Geçirdiği felç sonucu sağ kolu tutmaz hale gelen ve bu yüzden büyük bölümünü eşine dikte ederek yazdırdığı bu romanında Mehmet Rauf, Şehrâh gazetesinin sahibi Fahri Cemal, Avukat Şefik Bey, onun eşi Perran ve Perran’ın gençlik aşkı Fuat İlhami arasındaki sevgi, merhamet ve çıkar dolu ilişkileri anlatırken, bir yandan balo, tiyatro, opera temsilleri üzerinden dönem İstanbulu’nun yüzü Batı’ya dönük kültür ve eğlence dünyasını, diğer yandan şehrin mimarisi ve ev içlerini de tüm canlılığıyla resmediyor.
Romanın, hem yazar hem de edebiyat tarihi açısından önemini gösteren önsöz ve günümüz okurunun metni anlamasını kolaylaştıracak dipnotlarla zenginleşen bu metin, “unutulmuş” bir klasik niteliğinde...
“Mehmet Rauf, Edebiyat-ı Cedideciler içinde Batı kültürüne ve Batı âdetlerine en çok yaklaşmış olanlardan biriydi.”
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU