“Ray Bradbury, Stephen King’den Steven Spielberg’e kadar çağımızın en büyük hayalperestlerini derinden etkiledi.”
- Junot Díaz
“Bradbury’yi okuyana kadar, bir kitabın size böyle şeyler hissettirebileceğini bilmiyordum.”
- Joe Hill
Düzyazının şairi Ray Bradbury, edebiyat hayatının ilk döneminde insan psikolojisine ve çaresizliğine yönelik konuları ele alıp bunları korku türü içerisinde eşsiz üslubuyla kâğıda dökmüştü. Yıllar içerisinde daha çok bilimkurgu romanları ve öyküleriyle tanınsa da Illinois’li genç Ray’i “Bradbury” yapan öyküler bu gençlik eserleriydi. Bradbury’nin yayımlanan ilk kitabı olan ve Dark Carnival başlığı verilen bu derleme yıllar sonra benzer temalardaki öykülerle zenginleştirilip Sonbahar Ülkesi adını aldı.
Bu kitaptaki öyküler ya ölümle başlıyor ya da ölümle bitiyor. Ray Bradbury, korkunun, içimizdeki karanlığın, yıllarca birlikte yaşadığımız ama henüz farkına varmadığımız arzuların ve bunların davet ettiği dehşetlerin, “hepimizin bağrındaki cinayet”in, saflığın ve şeytaniliğin birlikte nefes alan öykülerini anlatıyor bize. Haritasını hep yanımızda taşısak da ziyaretimizi sürekli ertelediğimiz bir ülkeyi, sonbahar ülkesini anlatıyor.
Bu ülkede yılın hep son dönemi yaşanıyor.