“Sosyal anksiyete, başkalarının düşüncelerini okuma yeteneğimizin gücünü abarttığımız bir durumdur.”
– David D. Burns
Günümüzde daha net fark edilir bir ihtiyaç gözlemleniyor her birimizin yaşamında: “Olmak zorunda olduğumuz kişi değil de olduğu gibi kabul görmek.” Bu kavram insanlığın en derin çukurlarından biri çünkü insan kabul edilir olmasını hep bir koşula bağlıyor, yani birey “Ya kabul edilmezsem?” kaygısıyla hep kendisi olmak yerine, üzerinde oynamalar yapılmış birer suret gibi geziyor evrende.
Sosyal fobi, günlük davranışlarınız sırasında başkaları tarafından izlenme, yargılanma, değerlendirilme, eleştirilme düşüncesiyle ortaya çıkan yoğun kaygıyı ifade eder. Sosyal kaygının tetiklendiği anlarda bir başkası tarafından değerlendirilmenin, eleştirilmenin ya da hata yapmanın utanç verici olduğu düşünülür. Bu da kişileri kaçınmaya, izolasyona ve zoraki bir konfor alanına iter.
Bu kitap, potansiyelini başkalarının düşünceleri ve algılarının gölgesinde bırakmış herkese yol arkadaşı olabilmesi için hazırlandı. Klinik deney ve gözlemlere yaslanan pratikler ve yöntemlerle, yaradılışı gereği sosyal bir varlık olan insanın özgür iradesini ve potansiyelini özgürce ifade edebilmesinin önünü açmak için artık sizinle.