Sosyal sermaye kavramı bir taraftan sosyalliğin olumlu sonuçlarını analiz ederken diğer taraftan sermayenin parasal olmayan şeklini incelemektedir. Son yıllarda ekonomik analizlerde sosyal sermaye bileşenleri olarak güven, etik, kültür, algı ve sosyal normlar gibi maddi olmayan unsurlara daha çok yer verilmesi sermaye kavramına bakışı da değiştirmiştir.
Sosyal sermaye kavramı eğer yaşamış olsaydı George Orwell’a yeni bir roman yazma ilhamı verecek kadar büyüleyici olmayabilir. Fakat günümüzün postmodern dünyasının sorunlarına ve çelişkilerine İbn-i Haldun’un asabiyet bağları perspektifinden bakılmasını sağlayabilir. Aynı zamanda sosyal sermayenin bilişsel perspektiften incelenmesi bireylerin ve toplumların kendi gerçeklikleri ile dünya gerçekliklerini daha iyi algılamalarında önemli roller oynayabilir. Bu nedenle sosyal sermaye kavramı sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınmanın gerçekleştirilmesinde motivasyonel ve potansiyel bir güç olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor.