Bazen insan bir yanılgı içindedir ama bunun farkında değildir. Bazen ise farkında olduğu halde işlevsel olacak bir davranış, yorum ve anlamı es geçerek olay ve olguları görmek istemez. Sürekli erteler durur ve en sonunda bıçak kemiğe dayanınca belki harekete geçer ancak artık geç kalınmıştır. Belki de yapılacak bir şey kalmadığından yapılması gereken iş ve durum veya problemin kendiliğinden yok olduğu bilincinin hayata yeni bir yorumu bu topraklarda zorunlu kılmaktadır. Öyle topraklardır ki birçok uygarlıklardan süzülen ve günümüze gelen onca gelenek ve bilinçaltı kolektif anlayışlar silsilesinde insanı günümüze taşıyan antropolojik araştırmalar sayesinde psikoloji ve özellikle sosyoloji, yorumsal ve anlambütünlüğünde dil biliminde önemli gelişmeler sağlamıştır. Ben özellikle muhteviyatını açıklamaya çalıştığım psiko-felsefi olgusunun etkili bir rolde yaratıcılık özelliğine yeniden kavuşmasını yeğledim bu kitapta.