Tarihin akışını değiştirmeye kalkan iki ihtilaflı figür…
Biri 1917 Devrimi’nin mimarlarından, Rus İç Savaşı’nın kahramanlarından, hayatının son yıllarını sürgünde yaşamış, “sürekli devrim”i savunmuş ve egemen tarihyazımında –daha– özgürlükçü bir yer edinmiş Troçki.
Diğeri devrim sahnesine daha geç çıkmasına karşın, rakiplerini tasfiye ederek Parti’de hızla yükselmiş, 1939 Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı’nın mimarı, “tek ülkede sosyalizm”i savunmuş ve egemen tarihyazımında –daha– totaliter bir yer edinmiş Stalin.
Alain Frerejean, Stalin Troçki’ye Karşı’da, Troçki’nin Meksiko’da sürgündeyken 1940 yılında Stalin yanlısı bir ajan tarafından buz baltasıyla kafasına aldığı darbeler sonrası ölümüyle biten Stalin-Troçki mücadelesini adeta bir roman tadında anlatıyor. Günümüz siyasetçilerini kıskandıran propaganda faaliyetlerine, siyasi komplolara ve yazılı-görsel tarihyazımında yapılan tahrifata dair Frerejean’ın sunduğu çarpıcı örnekler ise masumiyetin Tarih’in çarkları arasında ezilmeye mahkûm olduğunun üzücü bir örneği.