Evrenin bu cesur keşfi sizleri zeki yıldız kümelerine götürüyor, unutulmaz bir sonsuzluk tasavvuruyla yabancı ırklar arasına karışmanıza olanak sağlıyor. Doris Lessing gibi bilimkurgu ustalarının kilit önem taşıdığını ifade ettiği bu klasik, yalnızca modern edebiyata değil aynı zamanda sosyal antropoloji ve felsefe alanına da damgasını vurmuştur.
Olaf Stapledon’ın 1937 yılında yayınlanan Son ve İlk İnsanlar eserinin ardılı olan bu kitap geleceğe dair bir başka büyüleyici ve spekülatif tarihi ortaya koyuyor. Çağdaş bir dünyalı olan anlatıcısı evrenin en uzak noktalarına seyahat ederek zekâ izlerinin peşinden koşan bir keşif ekibine katılır. Yol boyunca nautiloidlerle, hiperörümcekler ve hiperbalıklarlarla, kompozit beyinlerle, bitki benzeri yaratıklarla ve öteki tuhaf yaşam biçimleriyle karşılaşırlar. Bu büyük gezi kozmik skalada bir ölüm kalım mücadelesi zemininde yavaş yavaş baş gösteriyor.