Johanne Lykke Holm, ücra bir kasabada geçen bu romanında zamanın ve mekânın bulanıklaştığı tekinsiz bir atmosferi ustaca resmediyor. Kitap izbe bir otele çalışmak için gelen bir grup genç kadının hikâyesini konu alır. Alplerin gölgesindeki bu kasabada bir araya gelen kadınlar gösterişli ama kasvetli bir otelde çalışmak üzere toplanırlar. Anlatının yüzeyinde, gündelik yaşamları toplumsal cinsiyet rollerinin bilindik biçimiyle yeniden üretildiği sıkıcı rutinlerle örülüdür: Oda temizlemek, çamaşır katlamak, yemek servisi yapmak... Gelgelelim katı çalışma saatlerine göre düzenlenen gündelik zamanın derininde biriken şey huzursuzluk ve bastırılması gereken bir isyan kıvılcımıdır. Anlatı bir gece düzenlenen tuhaf ve coşkulu bir parti sırasında yaşanan olayların etkisiyle daha karanlık bir hâl almaya başlarken, gerçekliği gerçek dışından ayıran sınır git gide belirsizleşir. Strega, tıpkı sisle kaplı bir kasaba gibi, okura ancak görebildiği kadarını sunar- gerisi duyumsanan fakat tam olarak kavranamayan bir boşlukta yorumlanmayı beklemektedir.