“Dostoyevski’nin yarattığı suçlulara, çılgınlara… bambaşka bir gözle bakarız. Bu kötü insanları sevdiğimizi, içimizde onlara yakın bir şeyler bulunduğunu anlamak, tekinsiz ve tuhaf bir etki bırakır.” Herman Hesse
“Benim bir şeyi öğrenmem, hem de ivedilikle öğrenmem gerekiyordu. Herkes gibi ben de bir bit miyim, yoksa bir insan mıyım?” Dostoyevski’nin karanlık kahramanı Raskolnikov’un sorduğu bu sorudan doğan Suç ve Ceza, insan ruhunun, hem köşe bucağında örümcekler gezinen dar bir odaya, hem de göz alabildiğine uzanan bir Sibirya ovasına dönüşebileceğini gösteriyor.
Dostoyevski’nin dünyasına girmek için ideal bir başlangıç noktası olan, Rusça aslından çevirisiyle sunduğumuz Suç ve Ceza’nın ortaya attığı bilmece bugün de bize eşlik etmekte:
Kimdir her sabah bıkkınlıkla yatağından kalkan, gün boyu ateşler ve sanrılar içinde sokakları adımlayan ve akşamları tekrar bıkkınlıkla yatağına dönen?